Son 20 yılda genel cerrahinin neredeyse tüm ameliyatları laparoskopik olarak yapılabilir hale gelmiştir. Bu tekniğin klasik açık tekniğe göre çok sayıda üstünlüğü vardır. 2020 sonu itibarıyla 7800 safra kesesi, 1080 apandisit, 865 kasık fıtığı, 220 gastro-özofageal reflü, 77 karaciğer hidatid kist, 119 kolon ve rektum ve 1480 obezite ameliyatı (1330 tüp mide, 150 gastrik bypass + gastrik bipartisyon) tarafımca laparoskopik olarak yapılmıştır. Ayrıca 247 safra kanalı taşı kombine olarak laparo-endoskopik teknikle alınmıştır. Alınan tüm sonuçlar mükemmeldir. Laparo-endoskopik teknik her geçen gün daha da gelişmekte ve cerrahide yeni ufuklar açmaktadır.
Dünyada özellikle gelişmiş ülkelerde en önemli sağlık sorunu olan obezite artık ülkemizde de önemli bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Türkiye’ de obezite oranı % 30 ulaşmıştır (VKİ ≥ 30). Özellikle Tip 2 diyabet, hipertansiyon ve kalp damar hastalıkları obeziteye bağlı gelişebilir. Obezlerde VKİ 30-40 arasında ise tedavi diyet, egzersiz ve mide balonu uygulamasıdır. VKİ ≥ 40 ise tedavi cerrahidir. En sık yapılan ameliyat tüp mide ve gastrik bypassdır. Günümüzde tecrübe ve teknik gelişmelere bağlı olarak obezite cerrahisinin sonuçları mükemmeldir. Obeziteye bağlı gelişen insülin direnci, Tip 2 diyabet, karın bölgesi yağlanması, hipertansiyon ve kolesterol yüksekliğinin neden olduğu metabolik sendromun tedavisi ise metabolik cerrahidir.
Bu yöntemde midenin 2/3 si laparoskopik olarak cıkarılmaktadır. Normalde mide hacmi 800-1000 ml dir. Sleeve gastrektomiden sonra mide hacmi 250-300 ml kadar küçülmektedir.
Midenin yemek borusu ile birleşim yerinin hemen altından yaklaşık 50-60 ml. hacim kalacak şekilde mide zımbalanarak 2 ayrı parçaya ayrılır.
Roux en Y Gastrik Bypass ameliyatına alternatif olarak ortaya çıkan ve son yıllarda popüler olan bir yöntemdir. Gastrik bypassa göre teknik olarak daha basit ve ameliyat süresi daha kısadır. Komplikasyonları geleneksel gastrik bypassa göre daha azdır.
Metabolik sendrom, ortak genetik ve çevresel ortamlarda gelişen, bel çevresi kalınlığı, yüksek tansiyon, kan yağlarında kalitatif ve kantitatif bozukluk, kan şekeri yüksekliği ile karakterize bir kardiyometabolik risk faktörleri demetidir.
Safra taşları safra kesesi içinde oluşan küçük, çakıl taşına benzer maddelerdir. Safra kesesi, sağ üst karında. karaciğer altında bulunan küçük armut şeklinde bir kesedir.
Reflü mide içeriğinin yemek borusuna (özofagus) geri gelmesidir. Normalde özofagusun en alt kısmında adaleden oluşan sfinkter bir valf görevi yaparak mide muhtevasının özofagusa geri gelmesine engel olur.
Pilonidal sinüs, kuyruk sokumu bölgesinde genellikle içinde kıl yumağı bulunan bir kavite (boşluk, kist) oluşumudur.
Günümüzde oldukça yaygın bir şekilde görülen ve halk arasında basur olarak da bilinen hemoroid; makatta görülen ve genellikle nedeni belli olmayan damar genişlemesidir.
Obezite tedavisinde diyet, egzersiz ve ilaç tedavisinin başarısız olması durumunda kalan diğer seçenek cerrahidir. Obezite ve metabolik cerrahi için karar vermek zor olsa da, doğru bilgilenme ile, karar verirken kendinizi daha güvende hissedebilirsiniz.Karar verme aşamasında en önemli adımlar aşağıdadır.
Bir hastanın obezite cerrahisi için aday olduğunui belirleyen birçok kriter vardır. Genel olarak, bu kriterlerin başlıcaları:
Diyet ve egzersiz ile kilo verme çabalarının başarısızlığı
Hastanın VKİ 40 veya üzerinde olması
Hastanın VKİ 35-39,9 olması ve tip 2 diyabet, hipertansiyon ya da uyku apnesi gibi obezite ile ilişkili ciddi bir tıbbi sorunların varlığı. Bazı durumlarda, VKİ 30-35 olan ve obeziteye bağlı ciddi sağlık sorunları yaşayan hastalar obezite cerrahisi belirli türleri için aday olabilir.
Hormonal hastalıkların bulunmaması
Kilo vermek için diyet ve egzersiz gibi geleneksel yöntemlerin uygulanamaması
Obezin kendini sağlıklı ve aktif yaşam tarzı için hazır hissetmesi
Ameliyat sırasında ya da sonrasında ciddi komplikasyonlara neden olabilecek herhangi bir sağlik sorununun olmaması
Cerrahi seçeneklerin yararları ve riskleri kosusunda bilgili olunması
18 yaş veya daha büyük olmak. Ancak özel durumlarda yaş sınırı 16’ya kadar inebilir.
Bir obezite cerrahı veya ekibine muayene olarak obezitenin durumu ve eşlik eden hastalıkların belirlenmesi gerekir. Bir danışma programı veya bir seminer olanağı varsa gitmek gerekir. Bu olanaklar yoksa ‘’obezite website’’lerinde (internet sitesi)bu bilgilere ulaşabilirsiniz. Bunlar sizin obezite ve metabolik cerrahi seçeneklerinin yanı sıra her bir yöntemin yararları ve riskleri hakkında iyi bilgilendirilmiş olmanızı sağlar. Yeterli bilginizin olması doğru karar vermenizi kolaylaştıracaktır.
Özel sigorta kurumları genellikle obezite ve metabolik cerrahi işlemlerini kapsam dışı tutmaktadırlar. SGK VKİ 40’ ın üzerinde olan obezlerde içinde endokrin uzmanının içinde olduğu bir heyet tarafından endikasyon konulması halinde kısmen kapsamaktadır.
Obezite ve metabolik işlemi yapan doktoru seçmenin yanı sıra, size yardımcı olacak yardımcı personeli de seçmek oldukça önemlidir. Eğer tüm ekibi doğru seçerseniz kendinizi daha rahat ve güvende hissedersiniz. Size yakın ve iyi bir destekleyici kadrosu olan iyi nitelikli bir cerrah bulmak için zaman ayırın. Doktorun deneyimi, ameliyat sonrası yaşam tarzınız ve sizi kaygılandıran herşey hakkında soru sormaktan korkmayın.
Mükemmel preoperatif ve postoperatif bakımın sağlanabildiği bir merkezde ameliyat olmalısınız.
Cerrah; gastrik bypass, sleeve gastrektomi, gastrik band ve plikasyon ameliyatlarında başarılı bir laparoskopik deneyime sahip olmalıdır
Cerrah; ameliyat sonrası çıkabilecek komplikasyonları tedavi edebilecek deneyime sahip mi?
Obezite cerrahına güveninizin oluşması için aklınıza gelen soruları sorun ve önceki hastalarıyla konuşun.
Cerrahın personeli, rahat kalmanıza, konforunuzu sağlamaya ve sizi motive etmeye yardımcı olabilecek nitelikte mi ?
Yukarıdaki kriterler sağlandığında tabiî ki maliyet de dikkate alınmalıdır